ALANYA
Bu çalışmanın
amacının, bir kenti mimari açıdan ele alarak, kentin konumunu, tarihini, doğa ile olan uyumunu incelemek, kentte bulunan yapıların mimari bir
bakış açısı ile analizini yapmak ve ele alınan bölgeyi ayrıntılı bir biçimde
incelemek olması gerektiğini düşündüm. Bunun üzerine doğup, büyüdüğüm kente
mimari bir yönden bakmak, her gün gördüğüm, uzaktan manzarasını izlediğim fakat
böyle bir bakış açısıyla hiç bakmadığım yerlerinin tekrar üzerine gitmek istedim.
O yerleri bu şekilde anlamdırmaya çalışma fikri, ileride mesleğim olacak
mimarlık eğitiminin bana her geçen gün etrafıma başka bir gözle bakmamı
kazandırdığı bir farkındalık oldu. Ve böylece çalışma yapacağım alana karar
vermemi sağladı.
Bu gezi stajı boyunca inceleyeceğim kent
Alanya. Öncelikle kendime bir program oluşturmalıydım. Program, içinde kaynak araştırmalarına,
gezip görülecek yerlerin düzenlenmesine ve kimlerle görüşüp bilgi alınabileceğini
içermeliydi. Bu program özetle şöyledir:
1.gün: Bu günümü Alanya Bel. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü
ofisinde kaynak araştırması yaparak geçirmek.
2. gün: Alanya Kent Müzesi, İlhami Yekin ile kent
kültürüne ait dokular ve geleneksel Alanya evleri hakkında bilgi alımı.
Tarihi yarımadanın bölümlere ayrılıp, gün gün
programlanıp gezilmesi,
1: Tarihi Yarımada’nın, kıyı şeridinde yer alan
Kızılkule, Tersane, Girene Çeşmesi, Tanımsız yapılar.
2: Tophane Kulesi, Aşağı Kale Hamamı, Tophane Mah. Ve
mahallede bulunan, geleneksel Alanya evleri
3: Andızlı Camii, Esat Burcu, Kiliseler, Sarnıçlar
4: Kemal Atlı Kültür Evi, Mecveddin sarnıcı, Akşabe Sultan Türbesi
5.gün: İç Kale, Darphane- Manastır Kompleksi,
Selçuklu Hamamı, Adam Atacağı
6: Ehmedek, Bedesten, Süleymaniye Camii, Arap
Evliyası
7: Alanya Müzesi, Hebaryum Kültür Evi
8: Alanya Kent Müzesi
Çalışmama bir araştırma yaparak başlamam gerektiğine karar veriyorum.Öncelikle Alanya'nın genel olarak tarihine ve şehirleşme sürecine göz atmalıyım. Gezip göreceğim yerlerin tarihini, ayrıca mimari detaylarını ve yapım aşamalarını öğrenmek üzere Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'nde bir günümü geçiriyorum. Burada bulduğum kaynaklardan özetler ve gezimde bana yardım olabileceğini düşündüğüm küçük notlar alıyorum. Aynı zamanda burada çoğu mimari yapının plan ve görünüş çizimlerine ulaşıyorum. Tarihi Yarımada'nın yedi farklı bölümde incelenmesi gerektiğini ve bu bölümlerde hangi noktalara dikkat etmem gerektiğini öğreniyorum.
Alanya denize bir dil şeklinde uzanan kara parçasının yamaçlarına kurulan bir şehir.İç içe geçen uzun surlarla çevrilmiş.Surların denize bakan tarafları doğal olarak oldukça güçlü, iç tarafları ise büyük bir ustalıkla güçlendirilmiş duruyor.
Evlerin böyle sert bir yamaca ustalıkla yapılmış olması beni oldukça şaşırtıyor.Bu evler arka arkaya bütün yamaç boyunda sıralanmakta ve karşıdan bakıldığında ise sanki üstü üste sıralanmış evler görünümünde kalıyorlar.Kıyı şeridine baktığımızda ise tersanenin oldukça kullanışlı bir şekilde inşa edildiğini gözlemliyorum.Ve tabi ki surların bitiminde bütün ihtişamıyla Kızılkule beliriyor.Gezime tam da buradan başlayacağım.
Kızılkule:
Tersane'den Kızılkule'nin görünümü
Tersaneyi ve Kale’yi koruyan en
önemli anıtlardan biri olan Kızıl Kule, Alanya yarımadasının doğu ucuna, deniz
kenarına yapılmıştır. Türk deniz hâkimiyetinin bir sembolü sayılmaktadır.
Bu kule burçlar, bedenler, iç içe giren kaleler ve bütün duvarlar deniz
egemenliğini almak ve yaşatmak için kurulmuştur. Alanya Kalesi’nin inşaatına bu
kule ile başlanmıştır.
Mimari açıdan Kızılkule'ye genel bir bakış
Kule, eğimli arazide bir ana kara üzerine inşa edilmiş.Dıştan bakıldığında sekiz köşeli,yaklaşık 30 m yüksekliğindedir. Yapı dıştan oldukça sade bir görünüme sahiptir ancak,bu sekizgen yapı surların en çok göze çarpan yapısıdır.Yapıda kullanılan taşların ve tuğlanın renginden dolayı Kızılkule ismini almıştır. Kule'nin dış duvar kalınlıkları zemin kattan yukarıya çıkıldıkça azalmaktadır.Duvarlarının yapımında moloz taş ve kireç harcı kulanılmıştır.
Sekizgen planlı yapı karmaşık bir plan şemasına sahip.Kule 3 kattan oluşmaktadır.Sadedir ancak fonksiyona yönelik işlevler dış cephede zarif bir şekilde yansıtılmış,her katın kendine has bir özelliği vardır.bazıları ok atmak için, bazıları savaş zamanında kızgın yağların döküldüğü açıklıkları içermektedir.
Tershane:
Birinci Alaettin Keykubat tarafından yaptırılmış.Kemerli beş göden oluşmaktadır.Alanya Tersanesi Selçukluların ilk tersanesi olma özeliğini taşır.Denizden teknelerle veya Kızılkule'nin yanındaki surlardan yürüyerek giriş yapılabilir.
Tersane Planı
T ersane'nin üstten görünümü
Tersane'den kıyı şeridine geniş bir bakış
Tophane Kulesi:
Tersane'nin bitişiğinde denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayaya tersaneyi korumak amacıyla yapılmıştır.1227 yılında kesme taştan inşa edilmiştir. Üç katlı ve dikdörtgen planlıdır.
Tophane Kulesi'nin planı
Tophane Mahallesi - Geleneksel Alanya Evleri
Kıyı
şeridinden yukarıya surlarla birlikte uzun bir yürüyüşe başladım. Bu esnaya
surların değişkenliği, yapısındaki yığma taşların boyutlarındaki değişim ilgimi
çekmişti. Mahalleye ulaştığımda ise dar sokaklar ve restore edilmiş evler
etrafımı sarmıştı. Düşündüğüm ilk şey bu yapıların tarihle olan uyumu oldu.
Alanya
evlerinde genel olarak üç katlı sistem ve karnıyarık plan kullanılmış.
Yapıların birinci ve zemin katı moloz taş ve ahşap hatıllı, ikinci kat ise
ahşap olarak uygulanmıştır. Zemin katlar ise ahır veya depo olarak
kullanılırmış.
Moloz taşlar ve ahşap hatıllardan bir görünüm
Evlerden kapı ve pencere detayları
Esat Burcu, Kiliseler:
İç Kale:
Alanya Kalesi, denizden ve karadan zor ulaşılabilirliği ve doğal korunaklı oluşu nedeniyle tarih boyunca kesintisiz yerleşim görmüştür. Kale 6,5 km’yi bulan surlarının uzunluğu, 140’ı bulan burçları, içindeki 400’e yakın sarnıcı, görkemli kapıları ile bir açık hava müzesi niteliğindedir.Kale’nin ilk iskan tarihi Helenistik Döneme kadar inse de, gerçek anlamda Selçuklu İmparatorluğu Döneminde tüm görkemi le anıtsal bir kale haline gelmiştir.
Yarımadanın
batı köşesinin en yüksek yerinde kurulmuş olan bu bölümünün denizden yüksekliği
250 m’yi bulmaktadır. İdari ve askeri örgütlenmenin merkezi olması nedeniyle
dört yönden dayanıklı surlarla çevrilmiştir. Son yıllarda kalenin bu bölümünde
arkeolojik kazılar yapılmaktadır ve son bulgular buranın sultan sarayı
olabileceğini göstermektedir.
Adam Atacağı: Kalenin kuzeydoğusunda 250 metrelik uçurumun üstünde 15 metre derinlikte bir zindanın bulunduğu yerdir. Bölgede anlatılan bir rivayete göre “Bizans devrinde iki suçlunun buradaki zindandan bir süre sonra çıkarılarak son bir şans tanındığı, eline verilen üç taştan birinin denize atıldığı yerdir. Atılan taşın hava akımı ve yerçekimi nedeniyle denize düşürülmesinin çok zor olduğu bir yerde günümüzde bu rivayetten kaynaklanan dilek tutarak taş atma geleneği sürdürülmekte.
Kale içindeki tarihi Kilise
Adam atacağından surların görünümü

Alanya'nın Batı cephesine Kaleden bir bakış
Darphane-Manastır Kompleksi:
Yarımadanın ucunda , uzunluğu 400 metreyi bulan sarp kayalıklardan oluşan Civarda Burnu üzerindeki yapılardır.11. yüzyıldan kalma taş yapılardan biri küçük bir kilisedir, diğerlerinin ise manastır olarak kullanılma olasılığı yüksektir.Küçük kilisenin kubbesi ayakta durmaktadır. Cilvarda Burnu'ndaki yapılar topluluğuna İç kale'den kayalarla oyulmuş basamaklarla bir yol bulunmasına karşın, yol günümüzde kullanılmamaktadır.Denizden çıkış ise zor ve tehlikelidir.
Selçuklu Hamamı:
Alaeddin Keykubat tarafından yaptırıldığı sanılan, iç kalenin doğusundaki burçların yanında , kırmızı tuğla ve harçla yapılan tek kubbeli ve sekiz yüzlü hamamdır. Şimdi çökmüş olan 5 metre çapındaki kubbesi ile tonozla örtülü küçük bir odası olduğu anlaşılmaktadır. İç kale tarafında yer almaktadır.
Cilvarda Burnu ve yapılar
Ehmedek:Tepenin kuzey kesimindeki sur olarak tanımlanabilir.Eski selçuklu öncesi kale duvarlarının bitimini gösteren Helenistik bina kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir.Kuzey-batı köşesinde 1.50 metrelik küçük mustakik kubbeli bir bölüm vardır.Ehmedek ile İç Kale arasında Süleymaniye Camii bulunur.
Yığma taşların boyutlarının belirli bir yükselikten sonra olan değişimi
Ehmedek yolu üzerinde gün batımı
Bedesten:
Kale içinde, Süleymaniye Camii yakınındadır. 14. yy'da Karamanoğulları döneminde çarşı veya han olarak yapıldığı Kasanılmaktadır. Kesme taştan dikdörtgen planlı bir yapıdır 26 odası vardır ve 13 metre genişliğinde 35 metre uzunluğunda bir avluya sahiptir. Bu tarihi bina günümüzde otel, restaurant olarak kullanılmaktadır.
Süleymaniye Cami:
Cami, Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat tarafından kentin yeniden düzenlenmesi sırasında 1231 yılında yaptırılmıştır.Kalenin zirve kısmında , İç kalenin hemen dışında konumlandırılmıştır.Tek minareli , Alaeddin, Kale ya da Süleymaniye adıyla anılır.Yapı moloz taştandır ve kale planlıdır.Sekizgen kasnak üzerine kiremitli bir kubbesi vardır. Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak amacıyla 15 küçük küp yerleştirilmiştir. Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneği niteliğinde.
Kemal Atlı Kültür Evi:
Bu ev geleneksel bir Alanya evinin ve içindeki yaşantıyı anlatmak ve bu değerleri yaşatmak amacı ile restore edilmiştir.
Yapısında yine moloz taşlar ve ahşap hatıllar kullanılmıştır.
İç mekandaki duvar kalınlıkları mevsimsel özellikler düşünülerek yer yer değişmektedir.
Giriş zemin kattan yapılmaktadır.Bu bölgenin daha önce ağır ya da depo olarak kullanıldığı bilinmektedir. Üst kata çıkıldığında ise bir sofa karşımıza çıkar ve mekan bölmelere ayrılır İç mekandaki duvarların kalınlığı dikkat çekicidir.
KAYNAKÇA:
Lloyd F.H.S., Anılarla Alanya, Derleyen: Faruk Nafiz Koçak, Özhür Ofset, Konya, 2012.
Türk A., Saruhan Ö., “Turizm Alanlarında Kentsel Tasarım Çalışmaları ve Uygulamaları:
Alanya Örneği”, Alanya 12.Tarih ve Kültür Sempozyumu, 2012.
Yetkin H., Dünden Bugüne Alanya’da Yaşam, Alanya Belediyesi, 2002.
Konyalı İ.H., “Alanya Tarihi Turistik Kılavuz”, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası, 2011.